İdefix, D&R gibi yerlerden kitap satın alacaksanız Nook. Ama mesela Kindle'a özel tarayıcı eklentisiyle uzun web sayfası yazılarını tek tıklamayla cihazınıza gönderebiliyorsunuz. Ben Nook kullanıyorum.

tabiki kindle.
ve tabiki paperwhite.

(bkz: kindle paperwhite)

ikisi dışında kobo glo kullanıyorum, çok memnunum.

ingilizce biliyor ve kitapları ingilizce okuyabiliyorsan kindle.

gerçi idefix'ten falan aldığın e-kitapları da çeşitli yöntemlerle kindle'a atabiliyorsun.

kindle kullanıcısıyım.

kindle

bitirdiğim tek oyun mafia 2

Skyrim

painkiller: heaven's got a hitman.

biraz eski bir oyundur, fakat adrenalinin zirvesine çıkarsın.

biraz eski ama oynamadıysanız GTA 4 iyidir.

mirror's edge. mutlaka oyna derim, kesinlikle.

bir de bioshock serisi.

modern warfare serisini oynamadıysan(ki oynamışsındır) şiddetle tavsiye ederim

skyrim, bastion, borderlands 1-2, fallout new vegas, portal 1-2, rage, spec ops the line, saints row the third

hitman bence süper. yakında steam indirim sezonu açılır, orada çok uygun fiyata alırsın.

bir de bioshock infinite var.

battlefield 3, multideki başarısı olmasa da görüntüler için oynayabilirsin.

bahariye caddesinde happy moon's diye güzel bir yer var.

moda teras ve 360 istanbul east. ucuz değiller.

happy moon's'u pek beğenmem ben, oraya vereceğin parayı kesinlikle çiya'ya ver, pişman olmazsın.

Flame Burger & Steak House

Caddebostan'da

çiya gibi iğrenç, hayvan işkencecisi gibi bir yere para kazandırmayın. moda'da ali ustanın yanından sağa dönünce az ileride dodo var. yemeklerine bayılıyoruz biz. sonrasında romantizm için moda sahili dibinizde zaten. alkol de var mekanda.

tek büfe

ben mavi ve levis alıyorum.

levis ve wrangler'i karşılaştıracak kadar bilmiyorum ama ltb kotları hep gözüme çarpar. güzel kesiyorlar kalıbını üzerine oturuyor. sweetleri ile montları falan da güzel oluyor zaten.

mesleği denim olan birisi olarak söyliyorum; farkı olmaz olurmu
lcw ucuz çin-bangladeş kumaşından yapılıyor, birkaç giymeden sonra pazar malı gibi duruyor
levis da uzakdoğu kumaşı ama kaliteli. yıkamaları ve duruşu çok orjinal oluyor
ltb de kaliteli, hatta londrada çok yabancının üzerinde ltb gördüm ama gereksiz pahalı
maviyi ben beğenmiyorum, iyiside var kötüsüde
sen yine levis al paran varsa

maviyi ele. son zamanlarda kalitesizlikten ölecekler. fiyat performanstan sınıfta kalır.

wrangler model olarak çok sınırlı. ve bence çok kaliteli değil.

ltb veya levis derim ben.

lcw ve kotonda da bir ihtimal koton o da ltb ve levise para vermeyeyim şimdi o kadar uzun süre giymem ben sıkılırım dersen.

ben genelde loft alırım ve uzun süre giyerim.

birkaç ay önce koton'dan aldım hiç beklentim olmadan. severek giydiklerimden birisi oldu.

ama yine de loft derim.

Mavi'den aldığım kotlar maksimum 5 ay dayanıyor. Kalite dipte.

levis en dayanıklısı kesinlikle. Mavi 1 yıla eşofman gibi oluyor.

hocam eğer biraz daha paran varsa diesek bakabilirsin. yok ben bunlardan istiyorum dersende levis +1 diyorum

Levi's.

mavi.
bana kalırsa da levis son derece dayanıksız.

levis verdiğin paranın hakkını öder. eğer düzgün kullanırsan senelerce giyebilirsin. klasik 501ini senelerce kullandım ve şu an aynı ürünün 3.sü dolabımda. modelleri kesimi falan çok iyi. ltb ona oranla daha ucuz ürünler de üretiyor, hatta defolu diye etiketi yırtık kotlarını 15 liraya sattığı da var hali hazırda. kesimi güzeldir, 2 tane ltb var evde. mavi de iyidir sanırım ilk defa bu sene aldım bir tane, şu an giymekteyim, ama biraz pamuklu bi kumaşını seçtiğimden midir sık giydiğimden midir nedir, 4-5 ayda paçaların rengi açıldı, kumaşı ufaktan patates oldu. ama çok rahat. lcw ve kotonu tamamen unut. wrangler hiç kullanmadım. eğer paran varsa acıma levis al.

google - alt codes

Olmuş bence. Az önce kocasını değil de "kocanı" oldürdüm olacak ama.

lots of disgusting people daha iyi sanki.

a league in own'dan sonra nokta koysan daha iyi.

just killed your husband and you still olsa daha iyi.

en sona da soru işareti.

o kadar igrenc insan tanidim ama sen baska yerdesin kocani oldurmeme ragmen benimle gelmek istiyorsun allahin kasari. Yani evet iyi cevirmisin.

edit: ben ingilizceyi turkceye cevirdim soru tersiymiş

orijinali ingilizce olan mı? öyle durmuyor.

I've known lots of disgusting people but you are worse than all. I've just killed your husband and you still want to come with me you bitch!

"you are in a league in own"

böyle bir şey yok. "you are in a league of your own" olur o.

"I've just killed" demene de gerek yok.

I just killed your husband and you still want to come with me, you slut.

@bira sisesi kapagi

I just killed your husband derse "sadece" anlamı katmaz mı cümleye o just?

@neyleyim

bir sorun olmaz. cümleden o anlamı çıkarmak çok zor.

orijinali ingilizceyse de dediklerim doğru. yazan kişi yanlış yazmış ingilizce.

türkçeye ise senin çevirin doğru.

@sen git ben geliyorum

"a league in own'dan sonra nokta koysan daha iyi."
bu mu doğru? :))
yanlış yönlendirmeyin insanları canım kardeşim :)

yapı kredi memnunum, işyeri ile anlaşmalı maaş bankam yoksa bir özelliği yok.

Hiç bir banka :D
Ay başı en az 2.500 TL ay sonu da en az 700-800 TL cebimde nakit para oluyor. neden mutlu olmayayım ki.
Kazandığınız bütün parayı yatırıyorsunuz bankaya ya da bankadan hiç çekmiyorsunuz banka patronları krallar gibi yaşarken siz kredi kartı taksit borç :D komik senin paran niye başkasının cebnde olsun kardeşim.

iş bankası.memnunum.özel bi sebebi yok iş yeri anlaşmalı.

kredi kartı için işbankası
vadeli hesap için ingbank.

akbank, maaş aldığım banka ancak atm leri yaygın, internet şubesi, mobil application ı güzel. zırt pırt mesaj atıp aramıyor da. ulan düşündüm de banka değil fuckbuddy mübarek :)

iş bankası, işyeri anlaşmalı. şikayetçi değilim.

iş bankası. işyeri anlaşması var masraf falan ödemiyorum. cep şubesi güzel, atmleri yaygın. bundan sonra başka bankayla işim olmaz.

akbank. işyerine yakın diye başladım. Şimdi internet bankaciligi cok iyi memnunum.

garanti. atm'leri yaygin, internet bankaciligi guzel. mobil'ini pek sevmiyorum. teb'e gecmek istiyorum(maas hesabim) ama atmleri yaygin olmadigi icin gecemiyorum. internet subesi cok iyi degil ama mobil uygulamasi cok guzel.

çoğu bankada hesap var ama bi tek iş bankasını aktif kullanıyorum ordan kredi kartım da var diye, memnunum bi sorun yaşamadım.

değeri biter

azalmaz. sizin de tek gecelik ilişki peşinde koştuğunuz zamanlar olabilir, insanların beklentileri zamanla değişebilir ve bu sizi daha az değerli yapmaz bence.

gerçekleri söylemekten korkma türk kızı.

genelde buna değeri düşer diyenler erkeklerdir, kadın tarafının bu tarz ilişki yaşamasını kabullenemezler. ama aslında iki taraf da eşittir ve aynı ihtiyaçlara sahiptir. ben sorun etmem. erkek arkadaşım da sorun etmez.

kendini onun yerine koy. tek gecelik ilişki yaşamış ol ve o bunu öğrenince senin değerinin düştüğünü söylesin. eğer bunu kabul ediyorsan o zaman değeri düştü diye konuş.

hadi karşıdakini geçtim kendinize de mi güveniniz yok be arkadaş. tek gecelik ilişki yaşadı diye değeri düşermişmiş. oldu arkadaş. doğunca rezerve edin bari de reşit olana kadar başkasına dokunmasın bir tek sizinle olsun.

değişen bi şey olmaz

alacağım cevabı bu kadar önemseyeceksem zaten bu soruyu sormam.

soru sorulur:
1-evet yanıtı alınır; bozulup tripten tribe koşulur.

2-hayır yanıtı alınır; yalan söylüyor olma ihtimalinde takılıp kalınır.

bu sorunun cevabını bilmek hiçbir ilişkide hiçbir fark yaratmaz. soru baştan abestir.

Önemserim tabii ki bu bilgiyi. Dürüst bir sevgilim varmış derim. Olm birbirinizi seviyorsanız takılmasanıza lan böyle şeylere. Basit bir şey mi karşılıklı olarak birbirini sevmek?

kaputt a katılıyorum. soruda cinsiyet belirtilmemiş ama verilen cevaplar erkek bakış açısıyla kızlar düşünülerek cevaplanıyor diye düşünüyorum. eğer ben kadın tarafıyım erkek arkdaşım tek kişilik ilişki yaşadın mı sorusuna evet dese bakış açınız ne olurdu diye sorulsa "değeri azalır" türü cevap daha az gelirdi kanaatindeyim. ancak söylenildiği gibi her iki tarafa da aynı gözle bakabilmeyi öğrenmek lazım.

not: evet mezhebim geniş.

sormam. benden önceki ilişkileri ne şekilde olursa olsun beni ilgilendirmez. önceki ilişkiler her zaman kişinin özeli olarak kalmalı diye düşünüyorum. ola ki bir şekilde böyle bir şey olduğunu öğrendim, önemsemem. ayrıca böyle bir soruyu sormuşsam da bu benim ayıbımdır.

erkeğim ve önemsemem. yoksa ben godoş muyum?

ya bi de yeri gelmişken söyleyeyim, tek gecelik ilişki aslında utanılacak bir durum değil mi yahu? yok anladığınız manada değil yani şunu kastediyorum; birini beğeniyorsun, istiyorsun ve birlikte oluyorsun. niye tek gecede kalıyor ki abi? yani iyi seviştiğin biriyle devamını getirmek istemez misin? biri tek gecelik ilişkilerim oldu deyince kötü sevişen biri olduğunu düşünüyorum. hele erkekse bunu söyleyen vay haline. bu da benim bakış açım.

eğer ben de tek gecelik ilişki yaşayan biri isem değişmez. yok eğer değilsem değeri düşer. Tek gecelik ilişki ne yaa. bi cacık olmaz ondan. iğrenç.

bu soruyu sormam ya hadi sorduk diyelim
bakış açım juninho77'nunkine benzer aslında
erkek bana tek gecelik ilişkilerim oldu derse 2 şey düşünürüm. ya "hatun düşürmek için" barlarda filan avlanmış ilişki anlayışı seks olan bi adam --ki bu gelip geçici bişey de olabilir ama hastalık vs öyle şeylerden çok korkarım--. ya da adam o kadar beceriksiz/yatakta yetersiz vs. ki tek geceden sonra bişey ol(a)mamış.
Tek gecelik ilişki yaşamış hemen bütün kadın arkadaşlarım da aman aman onunla mı di daha asla yatmam demişlerdir (yani erkek milleti siz skor yaptık sanıyorsunuz da o kadın bilse performansınızı muhtemelen yanınıza uğramazdı, bi gecelik olan asıl erkek haberi yok)
değeri azaltma değil de bu sorunun devamında başka sorular geliyor görüldüğü üzere, hiç kurcalamamak en iyisi.

içim gider lan.

erkeğim önemsemem. illa herkes aşık olacağı ile sevişecek diye bir kaide yok. zaman zaman farklı dönemlerde farklı arayışlar içinde olabilirsiniz. şu anda karşıdaki bana güven verdikten sonra geçmişindeki olaylar (abartı bir sıkıntı olmadıktan sonra) beni o kadar da alakadar etmez. rahat olun yahu size ne eski sevgilisinden. şu anki duruma bakın şu an mutluysanız ve karşıdakine güven/sevgi/yakınlık hissediyorsanız daha ne.

Erkegim ve sormam. Sorarsam kadinin gozunde benim degerim duser bence. Cunku bana sorulursa benim gozumde kadinin degeri duser. Iki taraf icinde olmasi gereken budur.

Soran icin zaten cevabin bir onemi yok. Arkadaslar aciklamis yukarida.

onunla o tek gecenin bir an önce olmasını kollarım. sonra kaçar giderim uzaklara.
erkek hee önemseyen erkek.

Sormam. Çok merak ettiysem çaktırmadan öğrenmeye çalışırım.

Değeri azalabilir, zira yetiştiğim çevre itibarıyla gelir geçer değil evliliğe uzanabilecek bir ilişki kalitesinde yürütmeye çalışıyorum ilişkileri ve çıktığım kişileride ona göre seçmeye çalışırım. O sebebten önemlidir. Ama dediğim gibi, bakış açısı farkı, kimi için hiç sorun olmaz.

aşın artık bunları.

sizin tek gecelik ilişki yaşayıp yaşamadığınıza - yahut tek gecelik ilişki yaşamak isteyip de olduramadığınızdan yaşayamamanız da aynı kategoride - göre değişecek birşey. insanların geçmişlerinde birisi ile birlikte olup olmaması ile aynı şey değil birisinin tek gecelik rastgele ilişki yaşaması hakeza.

arkadaş rastgele ilişki yaşamayı, poligamiyi, insanları tüketmeyi ve nesneleştirmeyi, ve benzerlerini yahut yakın şeyleri ilericilik olarak görmek de nasıl bir bakış açısı ise, bambaşkaymışsınız o konuda da; ne alakası var yahu bunun hangi yılda olunması ile? toplumsal ahlak uygunluğu-uygun değilliği haricinde de yahut dini kaygılar ya da ataerkil bakış açısı ise "erkekse mübah kadınsa kötü" olarak bakılmasının vesairenin haricinde de, insan bunu hoş görüyor yahut görmüyor ya da bunu olumluyor yahut tamamen olumsuzluyor olabilir; olumlanmamasının "yıl kaç oldu"ya indirgenmesi de oldukça abzürt bu açıdan.

ilişkilere bakış açın ne ise ona göre şekillenecek birşey bu; senin bakış açını göstermesi açısından da (ki belli bir yaşın üzerinde ise kişi değişmez de bu neredeyse kimse için, hayattan beklentisi yahut hayatını planlayışı ya da hayat planlamasındaki evresi değiştiği için farklı ilişki tiplerine girmeyi arzu eder ancak kişi) ve hali ile yaşama karşı duruşunu ve karakterini göstermesi açısından da seni tanımlaması farklı olur karşıdaki kişinin; kişiliğini gösteren ve ilişkilere nasıl yaklaştığını gösteren birşey hakeza bu. buna göre bunu sorun eder yahut etmez, önemser ya da önemsemez; herkesin karşı cinsten beklentileri, personajı, ilişkilere bakış açısı vesairesi farklı elbette.

kesinlikle değeri düşmez gözümde. kimsenin hayatını, seçimlerini yargılamak haddim değil. sevgiliminkini bile.

benim gözümde değeri düşerdi açıkçası.

kartal falan. metroyu da kullanır.

Maltepe kartal pendik. Maltepeden başladın aramaya.

Calisacagi yere yakin olmasi bakimindan, ornek mahallesi, barbaros mahallesi, atasehir dolaylari da dusunulebilir.

mesleğine katkısı olabilecek bir şeyler düşünsen? Yani meslektaşların arasından sıyrılmanı sağlayacak bişeyler?
Dil öğrenmen her zaman avantaj ama çeviri olayını sürekli gelir kaynağı haline getirebilmen pat diye olacak bişey değil, bildiğim kadarıyla yayınevleri anlaşmalı çalışıyor mesela bu konuda.

devamlı savaşmalisin. Umutsuz olmamalısin. Elbet bir zaman bir şans çıkıyor. Bende senin durumundayim. Ama didiniyorum devamlı kendime iş alanı yaratmaya çalışıyorum. Şuan için elimde çok şey yok. Umutsuz olmak hiç bir şey kazandırmıyor

En mantiklisi zengin bir eş bulmak gibi geldi bana

yetenek varsa aşçı ol.

iş kurun kursları var. ayda 450 lira da para veriyorlar sanırım. dilden başka bir şeye meyilliysen onları da değerlendir. ama aslında bölümünün ne olduğu da önemli. işe başlayınca garson maaşı alıyorsun peki birkaç yıl sonra maaşın artıyor mu, kendini geliştirmek için yapabileceğin şeyler var mı, esas önemli olan bu aslında senin durumunda. sonuçta okul okuyorsun, madem çalışmayacaksın işinde bırak okulu neden zaman ve enerji harcayasın ki? para kazanamam diye mi istemiyorsun işini yapmayı, yoksa sevmiyor musun? mesele sadece hayatını kazanmak değil. düzen tutturman lazım. yaşamak için para değil düzenli para gerekir. hedeflerini o kadar küçük tutma.

Su bile içmedim yahu. Sabahlamama rağmen hem de.

Hatta şu anda çok az sıvı aldığımı fark ettim. Gidip içeceğim bir litre kadar su.

iki ince belli çay.

sabah 9 da kahvaltı çayı + 9bucuk da bır çay daha + şimdi de 10 kahve mı içiyorum
yanı butun çaycı abla lar öyle

Çaycı ablalara karşı koyuyorum, bir bardak meyve suyu ve iki kupa su içtim.

2 bira içtim.

3 bardak kahve bir çay. sabah 4:30dan beri.

2 koyu ve sade kahve. 8den beri.

bi buçuk saattir bir fincan kahve 3 dal sigara.

330ml kayısı meyve suyu
2 bardak su

bir fincan filtre kahve

hicbir sey.

sabah 5:30'da kalkan birisi olarak şu ana kadar,

3 su bardağı çay
2 bardak su
1 fincan kahve
hatta gidip bir kahve daha alayım bari :)

çay, su, tylolhot

evet, bence buraya geldiğinde olaylar yine baştan başlayacak.

amacı tahrik, çünkü çok fazla kibir ve narsizm söz konusu.
kendi seçmeninin (özellikle cahil kısmının) bu sert duruşundan dolayı yanında olduğunu biliyor.
o yüzden yumuşamak istemiyor ve asla geri adım atmıyor.

muhtemelen ordu müdahale etsin diye kaşıyıp duruyor ki işler istediği yöne doğru gitsin.
ama işin komiği kendisi ortada ordu bırakmadığı için müdahale etmek isteseler de edemeyecekler.
yani etsinler keşke anlamında demiyorum.
durum hakkında yorum yapıyorum sadece.

kendinden olmayanları temizlemek istiyor adam, özet bu.

@blatta hiberna : Kendinden olmayanları temizleme üzerinden bakarsan gerçekten mantıklı.. Ne kadar kaşırsa o kadar sokağa dökülecekler, döküldükçede üstlerine binecek..

sanırım bizim tarafımızın hata yapmasını sağlamaya çalışıyor.. bunu bekliyor..

ve işin komik yanı, bu sefer abdullah gül ve bülent arınç gibilerin ona hak vermediğini, ama arkasını toplamaya çalışırken, bir türlü işi yoluna sokamadıklarını düşünüyorum.

çünkü hem kendi aralarında organize görünmeliler, hem direk olarak başbakana karşı çıkmamalılar, hem de ortamı sakinleştirmeliler.

döndüğünde kesinlikle yine kızıştıracak ortalığı.
ben öyle düşünüyorum.


edit:

yani ben hayatımda akp'ye hiç oy vermedim, ama açıkçası şimdi bakınca abdullah gül'ün yüzünden üzülüyor olduğunu ve durumdan etkilendiğini anlıyorum.
ya da bana öyle geliyor.

çünkü başbakan kişisel karar veriyor.
yüzde 50'yi zor tutuyormuş.
o yüzde 50'nin (her zaman dediğim gibi) sadece yüzde 83'ün yarısı olan, yani toplamın yüzde 42'si olduğunu unutuyor.
oy kullanmamış olan kesim çok büyük.

üstelik o yüzde 42'nin de nasıl yüzde 42 olduğunu tartışırım.
huzur evinden oy toplamakla olmuyor o iş.
ha, tabii ki aslında azıcıklar demiyorum.
yani bu dediğimin etkisi olsun olsun yüzde 5 olsun.

bunun yanı sıra, mhp böyle bir şey dese korkarsın, adamlar ülkücü, ülkü ocaklarını üstüne salar falan, yani bir nebze tehdit oluşturur.

ama akp seçmeninin "çoğu" zaten belli bir yaş üstü, evli barklı, eğitimsiz, çoluklu çocuklu, sadece dayılanmayı bilen insanlar.
elbette yandaşı vardır, biz nasıl genciyle yaşlısıyla sokağa döküldüysek, onlar da dökülür sonuçta.
ama işin büyük kısmı blöften ve topluluğu paniğe sürüklemekten ibaret bana göre.

o sokağa çıkacak olan ak gençlik de zaten sokakta bu arada.
tophane civarında bıçak çekip çekip höt dedin mi kaçıyorlar bu olaylar sırasında.

üstelik bu süreçte kimsenin fikir değiştirip "akp'ye oy vereceğim" dediğini sanmıyorum.
aksine, kendi tabanından da kayıp verdi.
ha, yüzde 5 vermiştir, yüzde 10 vermiştir.
yani seçim olsa yine kazanır, ama sonuçta bu süreç kazandırmadı, kaybediyor.

olayların ekonomiye olan etkisi aynı hızla devam ederse, daha fazla insanın rahatsız olmaya başlayacağını ve krizi idare edemedikleri için olayın kopabileceğini düşünüyorum.

o zaman gemiden atlamaya başlayanlar olacaktır.

Tamam da herşey açık açık halkı sokağa dökmeye itecek şekilde ilerliyor. İnsanlar bu akşam böyle kesin bir konuşma karşısında yerinde durmaz ki. İyice korkutuyor beni bu durum..

nasıl ki cumhuriyet mitinglerinden sonra akp nin oyu tavan yaptı, gene aynı durumun olacağını planlıyor olabilir.

1- Gençleri tahrik et
2- Dezenformasyon yap
3- Cahil halın oylarını topla
4- ?????
5- PROFIT

başbakan bu halkı abd ve diğer ismini tam bilmediğim dış mihrakların da katkıları ile bence iyi çözmüş .. onları sinirlendirdikçe hata yapacaklarını ve haksız duruma düşeceklerini biliyor . haksız derken türkiyenin cahil kesimi ve yönlendirme medya düzeyinde . ben başbakan olsam bugünde taksime polisi gaz bombaları ile sokardım .heee doğru mu insani olarak değil fakat maalesef siyaseten doğru ..o direnişçilerin şu anda gerçekten neye direndikleri belli değil artık ..

team fortress 2

riot zone

www.youtube.com

online bilmem ama, morrowind oynamadiysan elder scrolls oneririm.

lol

neverwinter

bir eklenti var onu yükleyerek netflix'e girip deneme amaçlı bir aylık üyelik alıp izleyebilirsin.

yapı kataloğu'na bakabilirsin.

en iyilerden biridir. ofisbolmeci.com arayın yardımcı olurlar. İşlerinde uzman değerli insanlar

otomatlardaki fişleri kimse almıyor geçerli değil mi onlar.

Otomatlar aylik vermiyor diye biliyorum.

mecidiyeköy metrobüs girişine yakın bir gişedeki amca eskiden 5tl'ye verirdi aylık dolum fişi.

yazık la.

bak şimdi orada boşuna bekleme.

bu tat towers'ın orada köprü altında bi büfe var.

o adama gidiyosun akbil fişi var mı diyosun. varsa 5tl verip alıyorsun.

amk iyi mi ettim bilmiyorum benim de normalde aldığım yer orası. bitirmeyin fişleri.

hansel ile gretel.

yorumla Atatürk ve ismet İnönü olduğu söyleniyor, tepkiler de bu yüzden.

Dwight Yorke & Andrew Cole

oha cidden böyle mi demiş birinin haddini bildirmesi gerek artık şu adama türkiye cumhuriyeti kanunlarına göre söylediği cümle alenen suç teşkil ediyor

farzedelim suç işleniyor. başbakan hakkında suç duyurusunda bulunacak taşakta ve onu yargılayacak kudrette bir hakim var mı?

yoksa dağılabiliriz.

bak bunu hiç düşünememiştim susup otlanmaya devam o zaman. aferin hll spr aynn dvm gogogo.

82 anayasasını yazanlar olabilir. bilemedim şimdi.

heralde zaten adam çıkıp açık açık atatürk'e söyledim diyemez gerçi söylese de kimsenin tınlayacağı yok ya o kıvama geldik artık

3 kişi deseydi, "o üçüncü, fethi bey'dir kesin" mi denecekti?
ismet inönü'nün alkolle ne ilgisi var?

torba kanun 4250 sayılı kanunun 6 ve7. maddelerini ilga ediyor. 4250 sayılı kanun 1942 yılında kanunlaşmış;
www.resmigazete.gov.tr

cumhurbaşkanı: ismet inönü
başbakan: refik saydam akla bunlar geliyor.

@marcelorios

başbakan'ın tarihle, entellektüel birikimle ne ilgisi var? ona göre her chp'li, her muhalefet eden allahsız ayyaş.

lafin gelisi soyleseydi iki degil, "uc bes" derdi.

şurda kastedilen iki kişi olabilir

www.youtube.com

atatürk ve ismet inönü olduğunu sanmıyorum.

nşa da atatür'ün içinden metroyla aksaray'a ordan da tramvaya binilerek kolayca gidilebilir.

ama bavullar falan deyince sanki yenikapı'ya kadar havataşla falan gelip ordan taksiye binmek daha mantıklı geldi. gerçi taksiyle de ayasofyaya gitmek sıkıntı olur ama gidilir yani.

metroyla Zeytinburnu, zeytinburnundan tramwayla Sultanahmet.

Dış hatlardan alt kata inip metroyla dahili meddah'ın dediği gibi yapın.

transfer444.com

buradan şöförlü minibüs kiralanır, bavul durumuna göre 69 veya 125 TL'ye rahat rahat gidilir. diğer taşıma araçlarıyla hiç uğraşmayın bence, yorulduğunuza değmez.

2

otomat cihazlarında minimum 5 tl yükleniyor. 2 tl'den başlayan yüklemeler büfe, market tarzı akbıl dolum yerlerınde yuklenebılıyor

büfe, tekel falan kafasına göre. en az 5 lira diyen gördüm ben. normal iett dolum noktalarında 2 lira yükleniyor.

Tabiki Galatasaray,Şampiyonlar liginde ilerleme şansı daha yüksek, talep daha çok. Aykut Kocaman hala devam ederse Fenerbahcenin işi zor.Tepkiden gitmeyen arkadaslarım var.

elbette fener. bence galatasaray kombinesinden kazanacağın paranın iki katını kazanırsın.


not: galatasaraylıyım

iki takımın da bu sezon ne yapabileceğine çok bağlı bir durum.

kesin birşey söylemek zor ama fenerbahçe daha ağır basıyor bence.

galatasaray. her maç 10-15 bin bilet çıkıyor zaten en fazla. şampiyonlar ligi falan da garanti.

ama ticari amaçla alıyorsan bence bekle, eğer 30. haftadan sonra gs-fb derbisi varsa maç kimin sahasındaysa onu al.

yüksek ihtimalle fb

farklı bi bakış açısı olsun... daha az kombine satışa çıkaran. kabaca stad kapasitelerini aynı kabul edersek. esas kazanç sağlayan biletlerin bittiği maçlarda senin rakiplerin diğer kombine sahipleri olacak. onlar ne kadar azsa o kadar iyi.

Zenginler Fener'de.

fenerbahçe "yıldız" isimler transfer ederse fener kombinesi , diğer türlü gs kombinesi.

Kombine açısından Fenerbahçe neden mi ? Galatasaray stad konumu olarak kemikleşmiş bir izleyiciye sahip ne olursa olsun yine gider üşenmez yani.Ancak hobi olarak yada hiç maça gitmemiş adam kiralayacağı kombineyi yol faktörleri ve hafta sonu planları dahilinde çok kolay iptal edebilir.Ancak fenerbahçe stadının konumu itibariyle her şekilde satarsın işten çıkan gelir dükkanı kapatan gelir sırf stadı görmeye gelen turistlere bile sattığımı bilirim ben.
Not:Bilet işine gireceksen de Galatasaray ı tek geçerim.Az yemedim parasını.

eyvallah. ben fenerbahçe kombinesi alayım en iyisi. zaten fenerbahçeliyim. bir de telekomdan alayım diyorum ama çoğu kombine oranın. acaba alabilir miyim diye de düşünüyorum.

alırsın. millet sezon başlayınca bile alıyormuş.

hangi birimde çalışıp hangi ölçekte çıktı alacağına bakar o. standart şudur demek yanlış olur.

ölçeğe göre değişir o, 1/1 ölçekte çiziyorsan 12 alırsın, 1/2 ölçekte çiziyorsan 6 alman gerek, gibi

@bira sisesi kapagi, @srtm

1/1 ölçekte milimetre çalışıyorum. sorun şu ki solidworks'deki antetin aynısı autocad'de oluşturmak istiyorum. solidde yazıların karakter büyüklükleri bildiğimiz word'deki gibi büyüyor küçülüyor. ama autocad'de karakterin büyüklüğünü 10 yaptığım zaman devasa büyüklükte yazı çıkıyor. sanırım 12 karakter büyüklüğü 2.5 ya da 3 e denk geliyor ama keşke karşılıklarını veren bir tablo gibi bir şey olsaydı.

deneme yanılmayla bulacaksın o vakit, çıktı alırken önizleme die birşey war ordan kendin orantılayabilirisn

çırak

çırak (apprentice) galiba. ne video kayıtlarını ne hakkında bilgiye ulaşabiliyorum ben de.

Kocaeli'de okudum, sakaryaya da birçok kez gittim. Hiç sevmiyorum. İnanılmaz bir bağnazlık var, uzun saçlı erkeklere bile tip tip bakıyorlar, herkeste garip bi delikanlıcılık, bi polat alemdarcılık hakim. Hiç sevmem esasında.

20 dakikalık yolda resmen medeniyete geliyorsun Kocaeli'ye yaklaştıkça, düşün yani.

2 sene üniversite okudum. okul biter bitmez istanbul'a döndüm. mezuniyet törenine bile gitmedim.

bir daha yolum düşmezse çok mutlu olurum.

insanları, özellikle gençleri şehirden nefret etmemin bir numaralı nedeni.

coğrafi olarak beğenirim. bol yeşil. bazı bölgelerinde dağ havası falan.
insanlarını bilemeyeceğim

sakarya(adapazarından kastım) marmara bölgesinin en sevmediğim il merkezidir. daha kötü olamaz.

Sakarya'da okuyan bir bayan arkadaşım şehir halkının inanılmaz derecede rahatsız edici olduğunu söylemişti. Roket adam'ın söylediği gibi delikanlı ayağına yatarlar ama kadınlara, öğrencilere laf atarlar. Hatta kendisi bir anısını anlatmıştı yok artık demiştim. Bayan arkadaşımın sınıftan bir arkadaşı varmış, sevgilisi falan değil, çocuğun saçı uzunmuş, bunu oradaki bir takım adamlar tutmuş, zorla tıraş etmiş. Bence uzak durulması gereken bir yer, ancak ilçelerinde bence daha hoşgörülü insanlar mevcut.

2. senem bitiyor,güzel şeyler düşünmüyorum.

aslen istanbulda yaşamama rağmen 4 sene lise okudum adapazarında.

her türlü adamla tanıştım (fetullahçısından, anadolu gençlikçisine, ülkücüsüne her türlü tiple), her yerini gezdim ve söyleyebilirim ki istanbuldan sonra terapi gibi geldi bana.

iki sene üniversite okuyup da her haftasonu istanbula kaçan adamın zaten sevebileceğini düşünmüyorum. biraz vakit geçirmek, arkadaş çevresi oluşturmak şart.

şu anda en yakın arkadaşlarımdan, dostum, kardeşim dediğim adam sakaryalı. elbette çok saçma sapan tipler var. hatta çoğunluk öyle. ama sağlam, kafa adamlarda var.

üniversite yıllarımı yedi. gençliğini yaşamak isteyen bir insan için olabilecek en boktan şehirlerden biri. sohbet edecek insan bulmakta bile zorlandım. 'üniversite cemaat ağırlıklı' lafına pek kulak asmamıştım ama hakikaten acayip bir cemaat hakimiyeti var. okulda bölüm temsilciliğiyle alakalı seçim yapıldı, 3 aday vardı; ikisini farklı cemaatler destekliyordu, diğerini de ülkücüler. gençleri böyleyken şehirden ve halkından da farklı bir şey beklemedim. dertliyim.

(bkz: #29387932)

24 yasima kadar yasadim. ilginctir ki bu konuda yalniz oldugumu ve garipligin benden kaynaklandigini saniyordum. halen ayda bir giderim. guzel olan sadece sunlar; anam, babam, islama kofte.

Doga mi? bu hafta sonu sile'deydim, orda da var.

Sakaryalıyım.12 yıl orda yaşadım.Bağnazlık mevcut tabi,ama insanları son derece korumacı ve yardımsever.Ayrıca şehir olarak da ideal büyüklükte olduğunu ve sosyal anlamda ihtiyaçları giderdiğini söyleyebilirim

Üniversiteyi kazanana kadar burada yaşadım. Üniversite bitince nerede yaşayacağımı bilmiyorum ama Sakarya'da olmayacağım kesin.

neyse. ben buldum. isteyen oluresa mesaj atsın.

dizi izle.

Bira, cips, müzik.

sal kendini gece hayatına.
biralar biralar hacı

gez dolaş.

film, dizi izleme işlerini çalışırken de yapabiliyorsun, ama kafana göre, hesap vermeden gezme olayı için en güzel zaman öğrencilik. otostop çek, simit ye ama yine de gez.

Maybe ısı yalıtımı. Güneş ışığını yansıtan cam filmleri var.

isi yalitimi diye duymus/okumustum sanki 2-3 gun once.

içeri giren güneş ışığı miktarını azaltıp daha az ısınmasını sağlamak ve bu sayede soğutma için daha az enerji kullanmak olabilir. benim hoşuma gidiyor. güneş gözlüğü takmış gibi oluyorum içerisinde.

yazın içerisi sauna gibi olup leş gibi kokuyordu. onu biraz önlese bile iyi birşey

bence imajla akalalı, dışarıdan kümes gibi görünüyor insanlar, gelen-geçen turistin (ki genelde metrobüs kullanmıyorlar) görüp de midesini bulandırmamak/fotoğraflanmasını engellemek için olabilir.
benzerini tramvaya da yaparlarsa iyice böyle düşünürüm...

biz geçen cumhuriyet bayramında oradaydık. kimse de bize rehberiniz yok gezemezsiniz demedi. gidiniz, geziniz efendim.

hem de çok daha rahat gezersiniz... :)

rahatlığı zaman konusunda kullandım... tur'lar geç kalıyoruz diyerek bir oraya bir diğer tarafa koşturuyor durmadan gelenleri...

isterseniz aracınıza ücreti karşılığında rehber de alabilirsiniz...

turlar iyi gezdirmiyo,kendiniz daha iyi gezersiniz.rehberle gezdiğimden ben bişey anlamadım, shadoww +1. çok rüzgarlı bi yer terletmeyecek ama rüzgardan da koruyacak ceketleriniz alın tavsiyem.

sabah kahvaltıdan sonra 2 tane yutuluyor.

en azından ben öyle yapıyordum.

yut evet + yağlı bişiyle birlikte alırsan daha iyi emilirmiş ben bir faydasını görmedim ama

Capsde yazanlar okunmuyor. Harici link ver istersen.

p1305.hizliresim.com

tahmini olarak yazayım:

ilk olarak if'in else'inde ilk parantez içinde >=R280 olması lazım.
bir de büyük küçüklerin yemesi için AK$265'in ve diğerlerinin, yani mola saatlerinin saat kısmı alınması lazım.

www.dosya.tc

Seninkine bakarak şunu yaptım. Burda önemli nokta mola süresini hesaplarken mola başlangıç ve bitiş saatlerini dikkate almıyor. Senin örnekteki 3 mola da aynı saatte başlayıp bitiyor. (12:00-12:30 gibi) Eğer bu sorun yapacaksa kodu daha uzun yaparak veya mola süresini elle girerek düzeltebilirsin.

aklıma ilk gelen şöyle uzakta sağda bir yerde başlama bitiş tarihlerinden saat bilgisi değerlerini ayıklamak. bunun için de + ile bu değerleri çekebilirsiniz. çekerken formülü şunun gibi yapmak yararlı olacaktır +$R263

başlama ve bitiş değerlerini çektiğin kolonlar arasında 4-5 kolon boşluk olursa iyi olur.

sonra bu değerleri "copy > paste value" ile soft hale getirmek gerekebilir yoksa sıradaki formül çalışmaz.

text to columns (>fixed width) formülü ile istediğimiz yerden değerleri bölerek bize gereken saat değerini elde ederiz.

saat değerlerini elde ettikten sonra da ifle mifle yapılır bir şeyler.

ben yapardım ama mesai bitti ben kaçar :)

Ben geçen sene babaanneme iki tane akvaryum balığı almıştım (akvaryum ve yemle birlikte), çok mutlu olmuştu.

reçel kavanozu takımı

benim babaannem severdi..

git yanına otur dinle onu bence en güzel hediye o olur.

Başörtüsü olabilir mi?

not: Ben para verdim çünkü genelde alınan hediyeyi gidip değiştiriyor,beğenmiyor.

omron marka tansiyon aleti alabilirsiniz. O yaslarda bu tip aletler siklikla kullanilir eger alirsaniz her kullandiginda sizi hatirlar.

ahahahah yahu kadını bir öldürmediğiniz kaldı. benden daha genç kadın hergün gezmelerde, günlerde vallahi. keşke bunları belirtseydim.

çiçekle uğraşmayı sevmez, 2 yıl önce aldığım balıkları diye diye öldürdü geçenlerde. tek başına gidemeyeceği mekan yok benden iyi diyorum ya ahahah. kadında ne şeker ne tansiyon var turp gibide meaşallah.

neyse işte 3-4 parça bluz aldım yaşına uygun. gezmelerde giyer değişik değişik. hoş 2 sinide beğenmedi hanımefendi :)

sağolun tekrar.

(bkz: Lilja 4-ever)

antichrist

(bkz: thesis)

lars-von trier neredeyse tüm filmleri.

tetsuo the iron man
rahatsız oldum mu? oldum

Cannibal Holocaust

sorduğun tarzda değil ama a clockwork orange.

Tabi ki Salo - www.imdb.com
aman izlemeyin.

visitor q

Cannibal Holocaust

görsel anlamda cannibal holocaust.

ama bir dram filmi olan incendies'i izlediğimde, bu dünyada yaşıyor olmaktan ve insanlığımdan utanmıştım.

Irréversible ve Frontière(s)

Çok var ama en son Taxidermia bittiğindeki yüz ifadem şuydu encrypted-tbn3.gstatic.com

blue velvet, türk filmlerinden de "barda"

taxidermia

(bkz: kynodontas)

Martyrs
www.imdb.com

Tabiki "Salo" +1. izlemeyin, izlettirmeyin.

salo malo bi şey vardı italyan yapımı.

bence o.

address unknown
oldboy
seom

düzenli cinsel ilişkiye de girmiyorsan libidon yerlerde demektir. bir doktora görün bence normal değil.

bence doktora git.hormonlara baktır.

yap?
testislerin ağrır belki, bir de rüyanda görürsün, rüya pek hoş olmayabiliyor, bilinçaltı adamı vezir de eder rezil de.

ne doktoru amk ota boka doktora git dionuz sanki çok önemli bi bilgi veriyormuş gibi

yapmazsan uykunda sana kamyon devirterek kendi dengesini kendi kurar ficut.

evlen hepsi geçer.

bir bok olmaz vücudun sen uyurken atar zaten fazlayı. 114 günün hesabını tutman da iyiymiş, ne ayak oruca mı girdin?

Psikolojik abi. Kafayı yiyo denge bazen. Bence çaba göster biraz şu sıralar. Bahar da geliyo yani.

sırf haftasonu gelsinde sevişelim artık diye bütün hafta isyan edenler var. pazartesi sendromu neden çıktı sanıyorsun? hafta içi proteini unutup hamuru basıp perşembe cuma iki üç kişilik et döner yiyenler tanıyorum. sana tavsiyem öncelikle bir bak bakalım kuş hala yerinde mi, ardından hemen bir doktora görün hiç normal değil.

Benim kanka 20 aydir cekmedi ne de sex yapti cocuk temeli birakti evliye beklio ... arkadas sürekli grip felan olio .. yanetki bu olabilir

Bısey olmaz oğlum ya nolacak ergen gıbı asılmıyo dıye doktora mı gıtsın ne sacmalıyosanız

dikkat et düşebilir taşakların ağırlığından :p bişey olmaz reis de iyi dayanmışın ha

kullanılmayan organlar işlevini yitirir. use it or lose it demiş ingiliz kökenli atalarımız.

eğer içinde cinsel istek, dürtü yoksa sıkıntı var demektir. ha, canın istiyordur ama yapmıyorsundur bu başka..

öncelikle şu kadar gün mastürbasyon yapmama rekoru diye birşey yok. kimseye 114 gün attırmadı diye madalya takmazlar. öyle 114 gün mastürbasyon yapmazsan da taşakların kurur.

Dostum düzenli aralıklarda spermlerin dışarı çıkmalı. Bunu kendine yapmayarak fiziksel olarak prostatına ve ruhsal olarak da psikolojine ne kadar zarar verdiğinin farkında mısın ?

ptt'den ilk kez paket alıyorsunuz galiba. biraz daha bekleyin gelir o.

en fazla 5 sipariş olayı yalan sanırım. ben de son iki ayda 10'dan fazla paket aldım.

5 siparis yalanina takilmis olsa bile orda gumruk falan yazardi, gayet normal posta akisi bu gordugunuz.

ben de 12'sinde hongkong'dan cikmis pakedin hala ulkeye giris yapmasini bekliyorum, kafayi yiyorum her gun. 1-7 gunde geliyor (giris yapiyor) normalde.

ben istanbul'dan fransa'ya kitap yollamistim, yaklasik olarak ayni agirliktaydi, bana 50 liraya patlamisti.

en iyisi postaneye sormak tabi!

paketin kenar ölçüleri toplamı (en boy derinlik) 90cm'yi geçmiyorsa küçük paket olarak gönderebilirsiniz. daha geçen gün 600gr paketi yüzeyden takipli olarak los angeles'a 23tl'ye gönderdim. ingiltere'ye daha az tutacaktır.

ptt'nin sitesinde hesaplama araçlarından öğrenebilirsin.

mutlata takip numaralı gönderin. Ptt postaları kaybetme konusunda çok başarılı

kaybol lan!

aslı arası bi telefonla konuşmuşun. üşenmemiş bir de buraya yazmış.
bende üşenmeden cevap yazıyorum.

o hastanelerde bi yatırıp ... !!

neyse tamam sakinim. çok içimden koptu.

cevap: allah hastanelere düşürmesin. düşürürse de gözünü üzerimizden ayırmasın.
sistem fena hocam çok fena. ben memnun değilim.

ps: hep deneyim bunlar hep.

allah hastanelere düşürmesin. düşürürse de böyle hükümetin getireceği sistemden medet umdurmasın.

aradığınız yer çağrı merkezi. onların kendi iş akışlarına göre konuşma standartları var. performans değerlendirmesine tabii tutuluyorlar ve buna göre de maaş almaktalar.

ancak doktorlar için bunu söyleyemeyiz. onlar hala hastalarına sen diye hitap etmekte ısrarcı. devlet hastanelerinde çalışan doktorlar özel hastanedekiler gibi hastalara özen göstermiyor. çünkü kovulma tehlikeleri yok. açıkçası ben devlet hastanelerinin işletme mantığıyla yönetilmesinden yani özelleştirilmesinden yanayım. sağlık sistemi ancak bu şekilde belirli bir kaliteye ulaşabilir.

internetten randevu sistemi,merkezi randevu sistemi vs güzel. kendi sitesi olmayan hastanelerden de randevu alınabiliyor. ama 1 ay sonrasına bile randevu verilmesi olmamış bence. eski sisteme göre en azından gece 12den sonra filan girip denk düşürürsen çok yoğun olan bölümlerden randevu alabiliyordun ertesi güne. şimdi bi dahiliyeden bi kardiyolojiden, bi jinekolojiden, efendime söyleyim kbbden özellikle eğitim araştırma hastanelerinden randevu alabilmek çok zor. güç bela randevu da alıyorsun sonra bi bakıyosun senin doktor izne çıkmış, acil nöbet günüymüş vs. başka doktora da gitmek istemezsen git o çileyi bir daha çek. hastanedeki personele değinmiyorum bile. (özellikle danışma, sıra numarası verenler, doktorları asiste edenler vs)

şunu da söylemeden edemeyeceğim, eğer asgari ücretle herhangi bir hastanede parantez içinde belirttiğim işlerde çalışacaksanız bulunduğunuz ilçenin akp ilçe teşkilatına form bırakmanız gerekiyor. buraya gittiğinizde de önce partiye üye yapıyorlar sizi. böyle bir saçmalık da var malesef.

kısacası %80 boktan bi sistem.

çağrı merkezinde randevu aldığınız süre kadar doktoru görebiliyorsanız sevinin. doktorlara suç atmıyorum. 10 dk.da bir randevu verir, üstüne bir de bir ton evrak-bilgisayar işiyle uğraştırırsan doktor da başını kaldırıp hastaya bakamaz hale gelir. çok özenli ve ilgili doktorlar vardır, ben de o sıkışık sistemde enerjisini kaybetmeyip elinden geleni yapan doktor gördüm. ama herkes böyle değil, olamaz da. hekimlik insanlarla iyi iletişim kurmayı gerektirir, ama iletişimin gerektirdiği şartları devlet ayarlamalı ki her doktor istenen verime ulaşsın.

dedem ölüm döşeğinde hastanede yatarken akşam 7 den sabah 8 e kadar sonda takacak birisini bulamadık. felçli adam su hasretiyle saatlerce yattı yatağında. işte bu yüzden sağlık sistemi iyi dendiği zaman yüzüme küfür edilmiş gibi hissediyorum.

başlamaktan kasıt günde bir paket ise evet başlatır. ama hiç değişmez yine günde 1 sigara içiyor olursan yine başlatır. sonuçta içiyorsun. günde 1 paket bitirenler kadar etki görmezsin belki ama zararsız demek çok saçma olur.

günde bir sigaranın zararı olmaz ama zamanla günde bir sigara olmaktan çıkacağına dair iddiaya bile girebilirim.

başlatır hiç bulaşma

evet başlatır.
tıbbi rahatsızlıklarını geçtim.

kabız veya ishal olacaksınız.
elleriniz tırnaklarınız dudaklarınız varsa sakal bıyıklarınız sigara kokacak.
tırnaklarınız dişleriniz sararacak.
yüzünüz zaman içinde kararacak.
tad alma kaybı yaşayacaksınız.

tıkanma falan olmaz, ama merdiven çıkarken falan nefesinin daha kolayca hızlandığını nefes nefese kaldığını görebilirsin.
ben ve lisedeki bütün arkadaşlarım böyle başladık sigaraya.akşam sık sık birbirimizde kalırdık, anneler uyuyunca da camdan kafayı çıkarıp bir sigara içer, kikirderdik, çok şahane bir şeymiş gibi.sonra okul çıkışı servislere binmeden servislerin arkasında bekleyip etrafa kuul bakışlar atarak birer sigara içmeye başladık, sonra hem öğle tatilinde tuvalette, hem akşam okul çıkışı servis arkasında içmeye başladık, muhabbet tatlı geldi, hem elimiz ayağımız bir hoş oluyordu aklımız ferahlıyordu, sonra dışarı çıktığımızda 3-5 kişi bir paket almaya, biranın yanında sadece olmak üzere ard arda da sigara içmeye başladık. mezun olduğumuzda artık herkes kendi paketini taşıyordu, çoğumuzun ailesi de öğrenmişti kıyafetlere sinen kokudan, çantadan çıkan paketten, hatta öğle tenefüsünde sigara içmeye giderken, ya cüzdanın içine ya sütyenin içine tek dal sigara koyardık, orlarda kalan tütün parçalarından.
bir kere rutine bindi mi, insan dertli olunca, sevinince, birini beklerken, sıkılınca, kahve içerken, içki içerken arıyor hep.ya da ben çok iradesizim o da olabilir.

başlatır.ayrıca bu kadar kötü birşeye başlayıp da ne yapacaksın?jimjimin söylediği de çok doğru ayrıca.bu estetik yönü de düşün.

irade sahibiysen başlatmaz. 2 aydır içmiyorum ondan önce uzun bi süre günde 1-2 sigara içtim hiçbir zaman bağımlısı olmadım

başlatır. ilk başladığımda 1 paket 1 hafta gidiyordu. Şimdi günde 1. Gerçi 15 gündür içmiyorum ama 1 sene öyle devam etti.

Ben öyle başladım günde 1 paket içmeye.

tramvay 18 içecek dahil, yemek kulübü de var? tramvyadan az daha ucuzdur.

bence mano burger e gidin. yemek kulubü de olabilir

lades.

menemen yersin. mis.

dorock arkasındaki mangal keyfi.

manoburger fiyatları çok aşmasın beni?
öneriler için teşekkürler.

işte burası 20 liraya garanti veremem:/
fiyatlar yazıyor.
www.neoclassicrestaurant.com

klemuri'ye gidin.

400 tl veren çıkar heralde yada 500 zorlasan. sen 600e sahibinden.com'a koy

başka fiyat biçen? monitör de var.

bence 450-500 tl ancak eder.

bence parçaları ayrı ayrı satmayı dene. forum.donanımhaber bunun için uygun.

ben satmıyorum, almayı düşünüyordum, pek bu işlerden anlamam kardeşime alacağım pes, nba, assasian creed gibi oyunları sağlıklı bir şekilde oynarsa kafi.
ilana çıkan 600 makinaya 200 de monitöre demiş, ona ne teklif etmeliyim

o saatte gitar mitar çaldırmazlar sana.
sen en iyisi photoshop olaylarına gir. ya da e-book. oku :) iyidir ben de okuyorum.

enstrüman tek başına öğrenmek zor, ben de gitar aldım, ama zorlayıcı bir faktör lazım hoca gibi. bence saksafon vs. gibi bir enstrüman öğren hoca ile, ya da bir spor öğren tenis vs.

saksafon gibi üflemeli enstrümanları bir çalarsın, iki çalarsın sonra komşular kapında olur, hele ki akşam saatlerinde. ama gitar falan pek de sorun olmaz, öğrenebilirsin tabi.

onun haricinde tek mi yaşıyorsun bilmiyorum ama ben yeni taşınmak üzere olduğumdan dekorasyon, tasarım...vs olaylarına bakıyordum da, baya da hoşuma gittiğini farkettim. boş zamanlarımda saçma sapan ucuza metalden, camdan yapılmış şeyler alıp, basit değişiklikler yapıp evi dekore etmeyi düşünüyorum. iki gün önce başladı bu merak bende de.

tabi spor da olabilir ama akşam saatlerinde iş çıkışı halin kalır mı, o var.

bi deste kagit al, magic trickler var internette, onlari deneyebilirsin.

radyo yayını yap.

ybia.Caster.fm


şöyle bir şey becerebilirsin sanırım?

yukarıda da söylendiği gibi gece gece klasik gitar çalmak problem olabilir. illa gitar çalacam diyorsan elektro gitar al, takarsın kulaklığı, çaldıkların kulağında bangır bangır öterken 1 metre ötenden hiçbir şey duyulmaz. hem bilgisayara indireceğin programlarla elektrodan klasik gitar sesi de çıkarırsın, benim arkadaş piyano sesi yüklemişti, elektroyla piyano çalıyordu.

kibrit ev.

akşam kursu olan bir şeye git bence. en azından sosyalleşirsin.

bilgisayarı kapat. yayın mayın boşver.
maket çok eğlenceli bişey kesinlikle :)

90lar türkçe pop

kitap okuyorum.

film izliyorum.

fifa 13, diablo, cs, 4chan'de takılmak. onun dışında çıkıp tek başıma gezebilmek gibi bir yeteneğim var.

ok by+1

film ve kitap olayı beni de düşündüğüm şeylere daha fazla sarmama neden oluyor, o yüzden onları ben de yapamıyorum.

house md

cümbüş çalıyorum. olmadı otelin havuzunda bol bol yüzüyorum.

namaz , kuran i kerim .

spor.

Arkadaslarla canli muzige gidiyorum komik ve anlamsiz dans edenleri izleyince kafam dagiliyor bi anormallik var bende.

sevgili, alkol, futbol

yürüyüşe çıkıyorum, yemek yapıyorum

midem rahatsızlanmasın diye bir iki lokma boş ekmek, bir bardak sade kahve, bir elma.

2 dilim tam buğday ekmeğin arasına maydanozlu kaşarlı tost ve zamanım varsa taze sıktığım portakal suyu, yanında da zeytinyağı gezdirilmiş domates.

o sabah kuaföre gideceksem müsli ve meyve (çünkü tosta zaman yetiremiyorum).

edit: nasıl beddualar aldıysam çay ve mini negro'ya kaldım bugün :(

peynirli tost (içinde ketçap),peynir,domates,yumurta,1 dilim ekmek nutella

annem ne hazırlamışsa onu yerim (zeytin, peynir, domates,yumurta falan dışında patates kızartması, yumurtalı ekmek, krep artık ne yaptıysa.) hazırlamazsa tost yapıyorum ben giyinene kadar hazır oluyor. muhakkak kahvaltı ederim.

türk kahvesi, fındık, ceviz, bal.

ekmek, nutella, beyaz peynir ve sallama çay. kettle açtıktan 7 dakika sonra masadan kalkarım.

burda yazanlara pek inanma, cogu kisi ya simit, pogaca filan aliyo olmadi bimden alinan kasarla yapilmis kuru ekmege tost iste.

sabah iş yerinde kimden sipariş verirlerse değişir. kaşarlı domatesli tost ya da peynirli börek. en olmadı eti tutku.

bizim köşede bi bakkal var (esnaf dayı)
her sabah ona sağlam bi ekmek arası yaptırıyorum
yarım ekmek arasına peynir, domates, biber, zeytin, ara sıra da iki dilim pastırma attırıyorum ohhh miss...

bi de geç kahvaltı yaptım mı aynı zamanda öğlen yemeğim de bu oluyor.

ödediğim maks. para: 3,50 TL

geceden hazırlayıp makinanın arasına koyduysam tost. yoksa corn flakes.

ben iş yerinde yapıyorum. börek-çay ikilisi :)

4 yumurta veya müsli.

simit ya da işyerinde alınan tost. :(

evden biraz ekmek peynir zeytin falan koyuyorum minik bir posete, iş yerim müsait oldugu için onları yiyorum. acma ya da poğaca türevi şeyler midemi yakıyor.

Çeşit çeşit kart var hangisini soruyorsun?

lmgtfy.com

www.iett.gov.tr

buraya uye olabilen biri googla da arama özürlü mü ?

biz ne desek boş. en temizi doktora gitmek.

geçip tekrar hafiften başlaması garip ama kıl dönmesi olabilir gayet. evet, doktora görünün.

ben önce tıraş oluyorum. aksi halde yüzümde tıraş köpüğü kalıntısı varmış gibi hissediyorum.

cevap: banyodan sonra traş olmak.

sonra.

banyodan once oluyorum ben. tras derken direk sinek kaydi degil, cenedeki sakalin ve biyigin inceltilmesi, geri kalaninin jiletle alinmasi, favorilerin inceltilmesi filan hersey dahil. banyodan sonra yapsam kil tuy sikinti olur.

bazı insanların sakalı sert oluyor.eğer yumuşak bir sakala sahipseniz tıraş köpüğü yeterli olabilir.ben 30 yaşındayım sadece köpüklediğim zaman bıyıklarımı keserken hala canım acır misal.

hepiniz yanlışlardasınız. en iyisi banyoda tıraş olmaktır.

Banyoda ol bazen öyle yapıyorum ben jilet kullanacağım zaman ne zaman sinek kaydi olsam cildim yamuluyor beyaz beyaz pütürcükler oluyor çenemin etrafında en iyisi imkanin varsa ufak makinelerle 0 alacaksın

banyodan sonra dogru cevap.

ben hep makinayla traş oluyorum, sinekkaydı yapmıyorum düzeltici ucuyla kesiyorum. Kestikten sonra yüzümde kıllar kalabiliyor o yüzden banyodan önce traş oluyorum.

Ama jiletle olacaksa, banyodan sonra olmak daha mantıklı olabilir. Ama bu devirde ne jileti ne köpüğü birader ortalama bi traş makinası(Braun Cruzer vs) ile çok kısa sürede traş olabilirsin..

Ben banyodan önce oluyorum. Ama zaten kıllarım pek sert sayılmaz. Sert olsa da yine fark etmezdi. Herşeyin sırası var aga. Banyo keyfinden sonra hiç uğraşamam.

Sakalin sert, cildin yumusaksa, banyodan sonra daha iyi olur. Tiras kopugunun amaci o; ama banyo yaparken, isin icine, daha sicak, daha uzun sureli ve cok daha bol su faktoru giriyor. Kopuge gore hem cildi hem de sakali daha iyi yumusatiyor. Ama banyodan sonraki tirasta kil, tuy de kalir yani orda burda. Banyo sirasinda tiras da bir cozum ama su sarfiyatini arttirir.

top sakal hariç makinayla traş oluyorum çok kıl çıktığı için banyodan önce olmayı yeğlerim.

Banyo sonrası yapılması daha kolay traş sağlasa da ben de banyo öncesi traş olanlardanım, daha pratik buluyorum. Traş sonrası kullandığım yüz temizleme jelini lavaboda değil banyoda tam olarak temizleyebiliyorum, kuruyunca da nemlendirici. Oldu da bitti...

elbette nereden nereye olduğuna göre değişir.
Köprü geçmen gerekecekse kesinlikle toplu taşıma, aynı yakadaysan ve otopark derdin olmayacaksa özel araç.

İsinize ve is yerinizin uzaklığına bağlı. Benim çalıştığım yerle evim arasındaki mesafe 20 km, şirket araç tahsis etti benzini de bir yere kadar karşılıyor. Etmese kendi aracımı alır öyle giderdim. Calışma hayatında toplu tasıma baya yorar bence insanı. Hele ki şantiye ortamında ve sehir merkezinin baya bir dışında çalışıyorsanız.

gideceğim yere göre ikisini de tercih edebiliyorum. Eğer ikiden fazla toplu taşıma aracına binmem gerekiyorsa arabayı tercih ediyorum. Ya da toplu taşıma ile gitmek, araba ile gitmekten bir saatten fazla zaman harcatıyorsa yine arabayı tercih ediyorum. Diğer zamanlarda toplu taşıma araçlarını.

özel aracım olsaydı daima özel araçla giderdim. sebebi de şurada yazdıklarım: www.eksisozluk.com

Ne olursa olsun özel aracımla giderdim. Türkiye'de toplu taşıma yok sizi kandırmışlar. Leş gibi, eski, yetersiz, tıklım tıklım araçlarda 5dk ya gideceksem kendi aracımla 50dk'da giderim yine binmem.

tırla bile girerim o trafiğe imkanım olsa.

Cok genel bir cevap olacak ama "duruma gore degisir".

Turkiye'de yasarken 4.Levent'te oturuyordum, ofisim Akmerkez'de idi (dogal olarak park yeri derdi yok). Ozel arabayla 15 dakikada ise gidip geliyordum, toplu ulasim kullansam daha uzun surerdi. Ama Taksim'e gidecegim zaman metroya 8 dakika yuruyup metro ile gidiyordum. Bebek ya da Ortakoy'ye gidecegim zaman taksi kullaniyordum park probleminden dolayi.

beni metroya kadar götürecek bir özel aracım olsun yeterli. o yüzden ikisi de diyorum.

kesinlikle klima, bonus olarak otomatik vites olursa 10 katı trafiğe razıyım. hergün 3 vesait gidip gelen bir toplu taşımacı olarak söylüyorum. (metrobüs, otobüs, tramvay)

www.eksiduyuru.com

biraz geç cevap olacak ama kimsenin seçmediğini ben seçeyim, toplu taşımayı tercih ederim.

yalnız burada toplu taşımanın ne olduğunu açmak gerekiyor, metro ve vapur toplu taşımadır, otobüs ve metrobüs ise insanlarla alakalı dahi olmadığı için bu bağlamda ele alınmaz. dolayısıyla sadece toplu taşımayla ulaşım sağlanabiliyorsa toplu taşıma, imkan mevcut değilse özel araç tercih sebebidir.

önce nerde olduğunu söylesen? bu daha önemli bir bilgi bence..

cok film izleme.

İlk ikisi bir kitaptan sonuncusu gerçek.

uydurma hikayeler la onlar, bırak böyle şeylere inanmayı..

porno film senaryosu mu bunlar?

i52.tinypic.com

0xC000021A şu hatayı verdi ve çalışan bilgisayarım bozuldu. şimdi de açılmıyor. memnun olmak karıştırmak isterdim ama şimdi sağda solda sorunun çözümünü arıyorum.
win8 herkese yaramıyor yani

ben çok beğendim.
bilgisayarın saniyeler içinde açılmasına ve şıklığına hasta oldum.

şu anda hoşuma gitmeyen tek yanı snipping tool'u eskisi gibi kullanamamam. ama onun da elbet vardır bir çözümü.

army men?

belki saçma ama ben mario'yu bırakmıştım mesela bitiremeyip. Bir de Silent Hill 4 var aklıma gelen.

mass effect 3

ikinciyi bitirip başlamıştım, yarısında sıkıldım, hep aynı şeyler oluyordu

splinter cell. çok beğendim tam istediğim tarz ama bi görevi çok uğraştım uğraştım geçemedim sildim.

Matrix in ilk sürümü.

deux human mı ne vardı.

amına koyayım öyle oyunun ben. Geçemedim bi bölümü, bıraktım. 2 hafta indirmeye uğraşmıştım, 2 saatte sildim oyunu.

Mass Effect 1. çok afedersiniz bir sik anlamadım. ne nereye gideceğimi ne de oyunun konusunu. hiç bişey anlamadım.

genelin aksine fm 2012'yi hiç beğenmedim ve bıraktım. halbuki o kadar bekledim zamanında, çıksa da oynasak diye. şimdi de 13'ü bekliyoruz bakalım. umarım yine aynısı olmaz. bu arada şöyle bi düşündüm de, eski cm/fm tadını alamıyorum artık ben bu oyunlarda. nerde o 01/02 ya da 03/04 falan.

l.a. noire - sıkıldım
borderlands - sıkıldım

Habertürk yazıyor. Şaşırmana şaşırdım.

(bkz: sex sells)

haber siteleri artık daha çok tık almak için porno linkleri koyacak. o günlere gidiyoruz

adamların moldova anlayışına bak.

haber sitelerinin en az %60 hiti porno denilebilecek foto galerilerden geliyo. zamanında büyük bi haber sitesi foto galeriyi kaldırmıştı. bi baktı ki hit %70 düşmüş. tekrar aktif ettiler.

çoğu haber sitesi yapıyo bunu.

Sanki sen ben çok farklıyız? Moldova denilince aklına tarihi eserleri falan gelen mi var? Tüketici ne talep ediyorsa onu sunuyor adamlar. Porno diyerek de abartmıyorlar mı..

habertürk, posta, vatan. ardından milliyet, hürriyet ve diğerleri. okuyacak haber bulabiliyor musunuz bu sitelerde? her habere artık video ve resim galerisi koyar oldular. haberler iki cümleye kadar düştü. insanlar okumuyorlar. gazetelerin internet siteleri ve basılı halleri arasında büyük bi fark oluşmaya başladı. arz talep meselesini haklı çıkarıyor bu durum. ama talep olduğu için mi arz oluyor, arz olduğu için mi talep o konu tartışılır. nihayetinde bi söz vardır: açık göte herkes bakar. ahmetcan44 +11, ykyt, o günlere geldik bile! porno siteleri engelli olduğu için, okuldaki ağdan haber sitelerine girerek hacet gideren elemanlar vardı lisedeyken bile!

bu arada, moldova deyince aklıma şarap geliyor. neden bilmiyorum. galiba bi programda modovodaki şarap mahzenlerini göstermişlerdi.